top of page

"Bozkurtlar-Deli Sevda" filmi geliyor

"Bozkurtlar – Deli Sevda” adlı filmde 1980 öncesinde yaşanan olaylar, ülkücülerin dönemdeki hayat bakışları, çabaları, mücadeleleri ve yaşama kavgaları konu ediliyor.

Bugüne kadar 12 Eylül dönemini hep aynı bakış açısıyla yapılan filmlerden izledik ve aynı bakış açısıyla yazılan kitaplardan okuduk. Oysa gerçek sadece tek yönden bakanları değil, tüm Türk gençlerini ilgilendiriyordu. Zeynel Korkmaz’ın “Bozkurtlar – Deli Sevda”isimli film projesi ise yakın tarihin tersten okunmasına artık son veriyor.

    

Bozkurtlar – Deli Sevda” adlı filmde 1980 öncesinde yaşanan olaylar, ülkücülerin dönemdeki hayat bakışları, çabaları, mücadeleleri ve yaşama kavgaları konu ediliyor.

Bugüne kadar 12 Eylül dönemini hep aynı bakış açısıyla yapılan filmlerden izledik ve aynı bakış açısıyla yazılan kitaplardan okuduk. Oysa gerçek sadece tek yönden bakanları değil, tüm Türk gençlerini ilgilendiriyordu. Zeynel Korkmaz’ın “Bozkurtlar – Deli Sevda” isimli film projesi ise yakın tarihin tersten okunmasına artık son veriyor.

Filmin senaristi Zeynel Korkmaz, 1980 darbesinden önce Almanya'da çalışan bir yakınının yardımı ile filmi çekmeye çalıştığını ancak 12 darbesinde tüm kitaplarıyla birlikte filmin çekilen kısmının da jandarma tarafından götürüldüğünü anlattı. Bununla ilgili olarak film oyuncuları ile birlikte 10 gün de gözaltında kaldığını anlatan Zeynel Korkmaz, kitaplarına ve filme bir daha ulaşamadığını söyledi. Korkmaz, bugüne kadar çekilen dönemle ilgili film ve dizilerde gerçekte var olmayan bir ülkücü ve devrimci tiplemesi yapıldığını belirterek, “Bahsettiğim filmler o günlerde yapılan mücadelenin devamı niteliğindedir. Ancak biz bu alanda yeni bir tartışma başlatmak niyetiyle yola çıkmadık. Sadece gençliğin yakın tarihle ilgili gerçekleri bilme hakkını teslim etmek istedik" dedi. 

Zeynel Korkmaz’ın bu filmin neden çekileceği sorusuna internet sitesinden verdiği yanıt ise şöyle:

“Yakın tarihin gerçeklerini öğrenmek yeni neslin en önemli hakkıdır. Ters yüz edilen gerçekler anlatmak da o günleri yaşayan bizlerin görevi... Deli Sevda, yetmişli yılların yaşanan tüm acılarını; işkenceleri, kavgaları, ideolojik mücadeleleri, pişmanlıkları, hayal kırıklıklarını, hüzünlerini ve sevinçlerini sinema diliyle anlatmaya çalışacaktır. Deli Sevda daha önceki benzerleri gibi olaylara tek taraflı bakmayacaktır. 

Daha önce yapılan dizi ve filmlerde izlenen ülkücü tiplerine gerçek hayatta rastlamak pek mümkün değildir. Bu filmler 12 Eylül ile yarım kalmış bir hesaplaşmanın devamı niteliği taşımaktadır. 12 Eylül sürecinde, ülkücülerinden verdiği mücadeleden pişmanlık duyan olmamıştır. Ülkücüler arasında böyle bir tartışma yaşanmamıştır. 

Devletin yanında olmak ülkücü hareketin misyonu olmayıp sadece mücadelenin bir parçasıydı. Ülkücünün büyük ülküsü İla-yı Kelimetullah'tı. Allah'ın kelimesini yüceltmek, onu önce ruhlara sonra coğrafyaya kazımaktı. Ülkücüler 12 Eylül'de İla-yı Kelimetullah dedikleri için işkence gördüklerini, verdikleri mücadelenin devlete katkısına rağmen bunun için ezildiklerini biliyorlar. Ülkücüler " bizi kullandılar" ifadesini hiç kullanmamışlar ve kullanılmışlık duygusuna hiçbir zaman kapılmamışlardır. 12 Eylül öncesinde askerin belli bir merkezin isteği doğrultusunda olayları kışkırttığı, seyirci kaldığı, darbe yapmak için ortam hazırladığı doğrudur. Ancak 12 Eylül öncesinde yaşanan olayların gerçek sebebi bu değildir. Türkiye bir komünist saldırıya maruz kalmıştır. Milletini seven, hür olmayı var olma sebebi sayan bir gençlik kitlesinin komunizme karşı durması olayların gerçek sebebidir. Olayların içinde ABD parmağının olması Sovyetler Birliğinin Afganistan'dan veya Türkiye'den açık denizlere ulaşma çabası içinde olduğu gerçeğini de örtmez. 

 

Şimdiye kadar çekilen filmlerde -ki sayısı 20'den fazladır- sol ile ilgili çizilen profil de gerçekçi değildir. Hemen hepsinde gerçek ters yüz edilerek, solun kiri, pası, hatta ihaneti temizlenerek, özgürlükçü oldukları iddia ediliyor. Peki size soruyorum, Türkiye'de öyle medeni, özgürlük ve kardeşlik için çarpışan bir sol gördünüz mü? 12 Eylül öncesinde üniversitelere, sokaklara asılan Orak çekiçler, Kızıl yıldızlar neydi? Rus bayrağı ile Çin bayrağı ile özgürlük ve kardeşlik mi olurmuş? Marksist sol yine bildiğimiz gibi. 12 Eylül ile yarım kalmış bir hesaplaşma sinema üzerinden yürütülüyor, hepsi bu. Onlara göre Ülkücüler öldürmüşler Marksistler ise hep öldürülmüşler, ezilmişler, mağdur edilmişler… Milletin buna inanmasın istiyorlar. Halbuki ülkücü Hareket 12 Eylülden önce 5 bin şehit verdi. Marksistlerin ise çok küçük bir kısmı ülkücülerle çatışmada öldürülmüştür. Çoğu ya fraksiyon çatışmasında, ya askerle, polisle çatışmada öldürülmüştür. Mesela Mahir Çayan'ı, Ömer Ayna'yı(Emine Ayna'nın kuzeni), Ulaş Bardakçı'yı ülkücüler mi öldürdü? Devrim kanla yazılır, Hüseyin, Mahir, Ulaş, Kurtuluşa kadar savaş, Rus askerine selam dur, Türk askerini arkadan vur diyenler kimlerdi? Bu filmlerdeki gibi bir sol bu ülkede hiç olmadı. Biz bir tek sol tanıdık, Marksist-Leninist, Ruscu, Çinci, kan dökücü, ezan ve bayrak düşmanı bir sol. Hala da çok değiştiklerine inanmıyorum.

 

Bu filmle yeni bir çatışma başlatmak düşüncesinde değiliz. Sadece Ülkücünün hukukunu korumak ve gelecek nesillerin gerçeği olduğu gibi öğrenmesini sağlamak istiyoruz.”

Çekimlerinin Ekim ayı sonunda biten filmin gösterim tarihi ile ilgili ise henüz bir bilgi yok.

bottom of page